Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bursa programında son olarak AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ziyareti sırasında açıklamalarda bulunan Bozdağ, “Türkiye’nin gidişini durdurmak isteyenler, kalkınmasını durdurmak isteyenler, esasında Türkiye’yi durdurmak isteyenler Cumhurbaşkanımızı durdurmak isteyenlerdir. Çünkü Türkiye’nin büyük yürüyüşünü durdurmanın yolunun Cumhurbaşkanımızı durdurmaktan geçtiğini bütün uluslararası güçler çok iyi biliyor. Terörle mücadeleyi sınırların dışına aktardık. Oradaki teröristler dahil uluslararası güçler, bütün çevreler Türkiye’yi istedikleri istikamete sevk etmek için Türkiye’yi durdurmak istiyorlar. Bunun yolu Türkiye’nin liderinin yolununkesmekten geçiyor. Onun için ABD Başkanı Biden, ‘Dostlarımızla yeni bir strateji uygulayacağız’ dedi. Ama ben buradan şunu ifade etmek isterim. Türkiye’ye Biden’in ya da AB’nin uyguladığı stratejiler sökmez. Çünkü bu milletimiz kendi taktik ve stratejisini de her daim kendi yapar, kendi uygular. Yine de öyle olacaktır” dedi.
“SİYASİ İSTİKRAR YOKSA GÜVEN OLMAZ”
“2023 sandığında milletimiz bütün hesapları yeniden yapacak, gerektiğinde toplayarak, gerektiğinde çarparak, gerektiğinde bölerek Türkiye’nin yeni istikametini daha güçlü tayin edecektir. Değerli kardeşlerim, Türkiye’nin büyümesinin altında, gelişmesinin altında pek çok sebep var. Ama en önemlisi siyasi istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetim ve bunun doğurduğu güven ortamıdır” diyerek sözlerini sürdüren Bozdağ, “Eğer bir ülkede siyasi istikrar yoksa, güçlü iktidar bulunmuyorsa, iyi yönetim oluşmamışsa orada güven olmaz. Siz o ülkede huzuru da bulamazsınız, güveni de bulamazsınız. Bugün Suriye’de istikrar var mı? Güçlü iktidar var mı? Irak’ta, Afganistan’da, Ukrayna’da, Libya’da var mı? Siz Libya’nın, Ukrayna’nın, Afganistan’ın, Suriye’nin en zengini, en kudretlisi olsanız bir kıymeti var mı? Huzur olmadıktan sonra, istikrar olmadıktan sonra, güven olmadıktan sonra zenginliğin, sıhhatin de, gücün de, kudretin de size fazlaca bir faydası yoktur. Bütün bunlar huzur, istikrar, güven ortamı içerisinde bize daha büyük fayda sağlar. Onun için hep Türk milleti olarak dua ederiz ‘Allah devlete, millete zeval vermesin.’ Allah kimseyi yersiz, yurtsuz, vatansız, bayraksız, devletsiz bırakmasın. Bizim en büyük servetimiz, vatanımız, devletimiz, bayrağımız, yurdumuzdur. Ve güvenliğimizdir, istikrarımız, istikametimizdir. O yüzden Türkiye’nin istikrarını bozmak isteyenlere Bursalılar fırsat vermemektir” diye konuştu.
6’LI MASAYA ELEŞTİRİ
6’lı masa toplantılarını da eleştiren Bakan Bozdağ, “Neredeyse bir yıl oldu değil mi? İkinci tura başladılar. Toplanıyorlar, kapıda birbirini karşılıyorlar, yemek ikram ediyorlar, konuşuyorlar. Ne konuştuklarını da doğru dürüst bilmiyoruz. Bir de bildiri yayınlıyorlar, dağılıyorlar. Aldıkları bir karar var mı? Yok. Ürettikleri bir proje var mı? Yok. Türkiye’ye taahhüt ettikleri cek-cak dışında bir şey var mı? O da yok. Daha yol haritası nasıl belirleyecekler? Onu çalışmak için komisyon kuruyorlar. Geçiş süreci nasıl yapacaklar? Onu çalışmak için komisyon kuruyorlar. Bir işi komisyona havale ettiğinizde o işten hayır gelmez. Bunlar bütün işleri komisyonlara havale etmiş durumda. Allah muhafaza karar alamayan, karar alacakları konuları masada gündeme getirip konuşma cesareti gösteremeyen, konuştuklarında ortaya çıkacak sonuçlardan endişe eden bu endişelilerden oluşan 7’li masa Allah muhafaza ülke yönetiminde olsa Türkiye ciddi bir sorunla karşı karşıya gelse bunlar toplanıp konuşup birbiriyle anlaşıp, birbirini ikna edene kadar atı alan Üsküdar’ı geçer” ifadelerini kullandı.
BAKAN BOZDAĞ SÖZLERİNİ ŞÖYLE SÜRDÜRDÜ:
“Türkiye’nin öyle bir zamana ihtiyacı yok. Yeniden koalisyon görüntüsüyle daha seçime gitmeden bakanlıkları, bürokratları, cumhurbaşkanı yardımcılarını taksim eden bir anlayışla parsel parsel memleketin yönetimini, imkanlarını şimdiden taksim edeceğiz diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Kimsenin buna hakkı yoktur. Türkiye anayasaya göre yönetilir. Şimdiden diyorlar ki ‘Biz gelince anayasaya göre yönetim yetkisi dışında bir yetki kullanacağız.’ Ne demek bu? ‘Cumhurbaşkanı hangi yetkilerini kullanacak, hangi yetkilerini kullanmayacak bunu bir protokole bağlayacağız.’ Ona göre kullanacak. Cumhurbaşkanının yetkileri anayasada yazıyor. Şahsa bağlı yetkiler. Bir kısmı devredilebilir ama şahsa bağlı yetkileri nasıl devredecek Cumhurbaşkanı? Şimdi diyorlar ki bunlar ‘Biz gelince anayasayı bir tarafa koyacağız. Bizim anayasa metni gibi düşüneceğiz. Cumhurbaşkanı anayasadan ziyade bizim yaptığımız protokole göre ülkeyi yönetecek.’ Daha şimdiden anayasayı tanımayacaklarını, anayasaya uymayacaklarını kendi koydukları protokole göre ülkeyi yöneteceklerini, memleketin bakanlıklarını, bürokratlarını nasıl taksim edeceklerini düşünen bu kadar parçalı bulutlu bir yapıdan bu ülkeye hayır gelir mi? Türkiye ne kazandıysa demin dedim siyasi istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetim ve bunun doğurduğu güvenden kazanmıştır. Bu ortamın bozulmasına lütfen izin vermeyin.”